Mirza Esedullah Han Galip Gazel

Mirza Esedullah Han GalipFeryat eden nakış, hangi yazının şuhluğunu yansıtır
Resmedilen her suretin giysisi kağıttandır
 
Firkat demlerinde çekilen meşakkati hiç sorma
Geceyi sabah etmek, dağı delip süt nehri akıtmaktır
 
Katledilme isteğine kaptırmışlığım görülmeye değer
Sevgilinin kılıcının ağzı da sırtından ileri taşmaktadır Devamını Oku

Mirza Esedullah Han Galip Arif’e Mersiye

Mirza Esedullah Han GalipNe olurdu baksaydın yollarıma bir süre daha
Yalnız niye gittin? Şimdi yalnız kal orada bir süre daha
Daha dün geldin, bugün, “Gidiyorum,” diyorsun
Kabul! fanisin, gideceksin, kalsaydın ya bir süre daha
Giderken diyorsun ki, “Kıyamette görüşürüz”
Ne ala! Demek var kıyamet anına bir süre daha
Ah, ey yaşlı felek! Gencecikti henüz Arif
Neyine dokunurdu, kalsaydı hayatta bir süre daha
Nadandır, “Niye ölmüyorsun sen de Galib?” diyenler
Yazgımızda varmış ölmeye dua bir süre daha.

Mirza Esedullah Han Galip

∗ Mirza Esedullah Han Galip, 1810 yılında, henüz 13 yaşındayken Firuzpur valisinin küçük kardeşi Navvab İlahi Bahş’ın kızıyla evlendirilir. Yedi çocuğu olur Galib’in, ancak hiç biri 15 aydan fazla yaşamaz. Karısı, Galib’in de iznini alarak yeğeni Zeynel Abidin Arif’i evlat edinir, ancak o da gençlik çağındayken vefat eder. Onun ölümü üzerine yazdığı mersiyeden birkaç beyit, Galib’in nasıl bir ıstırap çektiğini gösterir.