Bir gün ”Pir-i Türkistan Hoca Ahmet Yesevi hazretleri”ne sormuşlar: Müslüman mısın?
– ”Elhamdülillah Türk’üm Müslümanım” demiş.
Neden Türklüğü katıyorsun biz dinini soruyoruz demişler.
”Din seçim, Türklük kaderdir” demiş.
Büyük Selçuklu Devleti, Oğuzların Üçoklar kolunun Kınık kolundan gelen Türkmenlerin kurduğu, 1037 ile 1194 yılları arasında İran, Irak, Horosan, Anadolu çevrelerinde hüküm sürmüş bir Türk devletidir. Kurucusunun Selçuk Bey’in torunlarından Tuğrul Bey olduğu kabul edilmektedir.Büyük Selçuklular, en güçlü oldukları dönemde Harezm, Horasan, İran, Irak, Suriye, Arap Yarımadası ve Doğu Anadolu’ya egemen olmuşlardır. Kapladıkları alan doğuda Balkaş ve Issık Gölleri, Tarım Havzası; batıda Ege ve Akdeniz sahilleri , kuzeyde Aral Gölü, Hazar Denizi, Kafkasya, Karadeniz; güneyde Arabistan dahil Umman Denizi’ne kadar ulaşıyordu.Selçuk Bey’in torunlarından Tuğrul Bey ve Çağrı Bey, başında bulundukları boyla birlikte Gazne Devleti topraklarında, Gazne boyundurluğunda yaşamaktaydı. 1035 yılında Gazneliler ile Tuğrul Bey arasında çıkan savaşın sonucunda Tuğrul Bey Gaznelilere karşı ilk zaferini elde etti. Okumaya devam et
Hasan Sabbah, (1035? – 1124), Büyük Selçuklu Devleti zamanında yaşamış olan, tarihin eski ezoterik ve Batıni örgütü fedaayiin (Karşı düşüncedekilere göre de Haşhaşileri) kuran ve ölene kadar liderliğini yapan kişidir.
İran’da Kum kentinde dünyaya gelmiştir. (Bazı tarihçilere göre buraya Kufe’den göç etmiştir.) Zamanın önde gelen okullarında okuma şansı bulmuştur. Ailesiyle birlikte Rey şehrine gittiğinde burada Şii inancının önderleriyle temas etmiş ve Şiiliği benimsemiştir. Dini çalışmalarını geliştirmek için Fatimiler’in hakim olduğu Kahire’ye gitmiştir. İran’a döndüğünde Selçuklu sarayında yüksek bir memuriyetle işe başlayacaktır. Bu dönemde ünlü Büyük Selçuklu veziri Nizamülmülk’ün emrinde çalışmaya başlamıştır.
Bazı iddialara göre Nizamülmülk, Ömer Hayyam ve Hasan Sabbah birlikte aynı dönemlerde öğrencidirler ve yakın dost olduklarına ilişkin söylenceler de vardır. Lakin bu efsanenin doğruluğuna dair herhangi bir bilgi bulunmamaktadır. Okumaya devam et
II. Abdülhamid ( 19 Ağustos 1842 – 10 Şubat 1918), Osmanlı İmparatorluğu’nun 34. padişahı ve 113. İslam halifesidir.
Sultan Abdülmecid’in oğludur. Henüz 10 yaşındayken annesi Tirimüjgan Sultan öldü. Bakımını Abdülmecid’in diğer çocuksuz eşi Piristû Kadın Efendi üstlendi. Piristû Kadın Efendi, Abdülhamid’i kendi çocuğu gibi büyüttü. Babasının ölümünden sonra yerine geçen amcası Abdülaziz diğer şehzadelerle birlikte Abdülhamid’in eğitimiyle de yakından ilgilendi. 1867 yılında çıktığı Avrupa gezisine Abdülhamid’i de beraberinde götürdü.
Amcası Abdülaziz’in 1876’da tahttan indirilmesi ve şüpheli koşullarda ölümü, ağabeyi V. Murat’ın tahta geçirildikten üç ay sonra ruhsal çöküntü geçirdiği iddiasıyla tahttan indirilerek Çırağan Sarayı’na hapsedilmesi olaylarına tanık oldu. 31 Ağustos 1876’da padişah ilan edildi ve 7 Eylül günü Okumaya devam et
Mustafa Kemal, 1881 yılında, Selanik’te doğdu. Babası Ali Rıza Efendi, annesi Zübeyde Hanım’dır. İlkokulu Selanik’te Şemsi Efendi Mektebi (İlkokul)’nde okudu. Öğrenimini Selanik Askeri Rüştiyesi (ortaokul) ve Manastır Askeri İdadisi (Lise)’nde sürdürdü. 1899’da girdiği İstanbul Harbiye Mektebi’ni 1902 yılında piyade teğmen olarak, Harp Akademisi’ni de 1905’te kurmay yüzbaşı olarak bitirdi.Mustafa Kemal, 1905 yılında Şam’da 5. Ordu’da, 1907’de Makedonya’daki 3. Ordu’da görevlendirildi. Manastır ve Selanik’te görevli iken 1909’da İstanbul’daki (31 Mart Vak’ası) ayaklanmasını bastıran Hareket Ordusu’nda görev aldı ve ayaklanma kısa sürede başarıyla bastırıldı. Arnavutluk isyanını bastırma harekatına katıldı. 1911’de İtalya’nın Trablusgarp’a asker çıkarması üzerine Tobruk’a gönderildi.