Bilakis onca sınırın, onca yalçın duvarın Oldukça itici kapısı aniden açılır Ancak sabık kayanın muradıdır yarın Her nefer kolay ve densiz alınır Buluttan, sisten, sağanaktan yalın Alır bizi, kendisiyle, zan onunla aşılır Hoş tanırsınız, alçak uçar tüm kuşaklarda Bir kanatlanma ve çağlar arkamızdaJohann Wolfgang von Goethe
Allahım! Beni bağışla, bana merhamet et, beni cezalandırmaktan vazgeç ve beni affet, şüphesiz Sen çok bağışlayan, çok merhametli olansın.Hz. Muhammed (s.a.s)(İbn Ebi Şeybe, “Dua”, 1, No: 29148)
Eğer Allah insanlara, hayrı çarçabuk istedikleri gibi şerri de acele verseydi, elbette onların ecelleri bitirilmiş olurdu. Fakat bize kavuşmayı beklemeyenleri biz, azgınlıkları içinde bocalar bir halde (kendi başlarına) bırakırız.Yunus Suresi 11. ayet
Bir masaldı aşkımız sisler bulutlar ardında Bir akşam bitiverdi her şey yokoldu bir anda Beyhude geçti yıllar silindi hatıralar Geride bir avuç yalan Hüzün dolu geceler buğulu pencereler
Vaktinize hazır olun Ecel varır gelir Birgün Emanettir kuşa canın Sahib vardır alır birgünNice bin kerre kaçarsın Yedi deryalar geçersin Pervaz vuruban kaçarsın Ecel seni bulur birgünİş bu meclise gelmeyen Anıp nasihat almayan
Derdim: yeter, sakin ol, dinlen biraz artık Akşam olsa diyordun, işte oldu akşam Siyah örtülere sardı şehri karanlık Kimine huzur iner gökten kimine gam Bırak, şehrin iğrenç kalabalığı gitsin Yesin kamçısını hazzın sefil cümbüşte Toplasın acı meyvesini nedametin Sen gel, derdim, ver elini bana, gel şöyle
Acısız ağrısız yavaş yavaş nasıl ölür insanDüşüncelerinin ağarttığı saçları Takvimlerden kopardığı yaprakları Kaydını tutamadığı zamanın Elinde kalan bir kaç hatıranın Hatırına hatırlar yavaş yavaş öldüğünü Ağırlaştığında adımları Ağırlaştırılmış ömrünün Müebbetlik cezasının Yalnızlık olduğunu olduğunda anlar Yavaş yavaş öldüğünüAli Özdemir Seyyah-ı Aşk Mayıs 2014
En güzel isimler (el-esmaü’l-hüsna) Allah’ındır. O halde O’na o güzel isimlerle dua edin. Onun isimleri hakkında eğri yola gidenleri bırakın. Onlar yapmakta olduklarının cezasına çarptırılacaklardır.Araf Suresi 180. ayet