
Ah eller üstünde
Çiçekler içinde
Tabutunda mor dağların büyüsü
Dudağında yarım bir sevdanın hüznüAslan gibi göğsü, türküler içinde
Rastlardım avluda, hep volta atarken
Cıgara içerken
Yahut coplanırken
Sırtını duvara verip öyle tünerdi
Kimseyle konuşmaz, dal gibi titrerdi
Çocukça sevdiği çiçeğini sularken
Diyarbakır’lıymış, kod adı: Bahtiyar
Suçu saz çalmakmış, öğrendiğim kadar
Beni tez saldılar, o kaldı içerde
Çok sonra duydum ki
Yozgat’ta sürgünde
Ne yapsa, ne etse, üstüne gitmişler
Mavi gökyüzünü ona dar etmişler
İki dişi de kırıkmış öldüğünde
Gazetede çıktı, üç satır yazıyla
Uzamış sakalı
Ve çatlamış sazıyla
Birileri ona “ölmedin” diyordu
Ölüm ilanında kan gülüyordu
Yüz yüzeydim, bir devrim enkazıyla
Geçiyor önümden, gül yüzlü Bahtiyar Yusuf Hayaloğlu