Simone de Beauvoir Evlilik Hakkında Söz
Bir kadının en büyük hayallerinden biri evlenmek, bir yuva sahibi olmak ve mutlu olmaktır. Bazı kadınların önündeki tek seçenek ise ne yazık ki evliliktir. Kadınların eğitim seviyeleri arttıkça hayalleri artıyor ve evliliğin dar çemberinden kurtuluyorlar. Kadınların eğitim seviyeleri ve iş hayatına katılımları arttıkça evlilik tercihleri daha bilinçli bir şekilde yapılmaktadır. Bilinç artsa da evlilik her zaman şans, kader ve kısmet işidir. Bu gün bir çok kadın ya evlidir, ya boşanmıştır ya da evlilik hayali kuruyordur. Şu bir gerçektir ki artık kadınların tek kurtuluş yolu evlilik değildir.
Evlilik geleneksel olarak kadınlara sunulmuş tek gelecektir. Birçok kadın ya evlidir, ya bir zamanlar evlilik geçirmiştir ya da evli olmadığı için acı çekiyordur.
Simone de Beauvoir
Tuğrul Bey;
Anladığım kadarıyla en altta yazan son iki cümle dışındaki yazılanlar size ait.
“Kadınların eğitim seviyeleri ve iş hayatına katılımları arttıkça evlilik tercihleri daha bilinçli bir şekilde yapılmaktadır. Bilinç artsa da evlilik her zaman şans, kader ve kısmet işidir.” demişsiniz.
Bence bu erkekler için de geçerlidir. Evlilik, bir erkek için de şans, kader ve kısmet işidir.
“Şu bir gerçektir ki artık kadınların tek kurtuluş yolu evlilik değildir.” diye yazdığınız cümlenizi ise ilginç buldum.
Tek kurtuluş yolu evlilik değil ise diğer yollar nelerdir? Diğer yollardan bazılarına örnek verebilir misiniz?
Merak ettim, o yüzden soruyorum.
okumak ve bir işte çalışmak kendi parasını kazanmak ve aldığı tahsile göre iyi bir eş seçmek diğer kurtuluş yollarından biri…eskiden genç bayanlar aile baskısından kurtulmak için bir an önce bir yuva kurmak isterlerdi. Çoğu zamanda zorla başka birine veya istemediği biri ile evlenmek zorunda kalırdı. Şimdi de böyle evlilikler oluyor ama az oluyor. Bütün bu şartlara rağmen evlilik hem erkek hem kadın için kısmet işi. Bu söz kadınlar ile ilgili olduğu için kadınlardan bahsettim. Okumakla da çoğu zaman cehalet gitmiyor. Bazen insan seçtiği eşi bile tanımıyor. Eskiden kadınlar eşlerine katlanıyordu ama şimdi en sevdiklerini bile bırakıp ayrılabiliyorlar. Bu da kadınların kendi güvencelerini kazanmaları ve iş hayatına katılmaları ile oluyor.
Sanırım cümlenin kurgusunda bir problem oluşmuş.
“Şu bir gerçektir ki artık kadınların tek kurtuluş yolu evlilik değildir.” cümlesinden çok farklı manalar çıkar bence. Bana ilginç gelmesi de bu yüzdendi.
Sonraki açıklamanızda ise “okumak ve bir işte çalışmak kendi parasını kazanmak ve aldığı tahsile göre iyi bir eş seçmek diğer kurtuluş yollarından biri.” demişsiniz.
Ancak sonuçta işin içinde yine evlilik var. Sonuçta okusa da evlenmek durumunda okumasa da; kendi parasını kazansa da evlenmek durumunda kazanmasa da; iyi bir tahsil yapsa da evlenmek durumunda iyi bir tahsil yapamasa da…
İyi bir tahsil yapan kadınlar (aynı zamanda erkekler) ille de iyi bir erkekle (erkek ise kadınla) evlenirler diye bir kaide yoktur. İyilik, doğruluk, yiğitlik, mertlik, dürüstlük gibi erdemler insanın sütüyle, mayasıyla alakalıdır. Okumak sadece cehli giderir ama bir kişinin tıyniyetinde eşeklik varsa bunu değiştiremezsiniz. Yani eşeklik baki kalır.
Diyeceğim o ki, en baştaki cüme keşke “Şu bir gerçektir ki artık kadınların aile baskısından kurtulmalarının tek yolu evlilik yapmak değildir.” şeklinde olsaydı.
Saygılar.