Prensesim uyuyor, bırakın uyusun güzelim, kutsal sığınağında Tanrı’nın, derin derin uyusun güzelim, bir kez daha kutsal kılınsın bu yattığın oda, bu yatak, melankolik olmuş, bir kez daha, yalvarırım Tanrım, gözleri açılmadan, uyusun prensesim.
Haziran bir gece yarısı
Tenimde serin, gizemli ayışığı
Altın kıyıları
Nemli, baygın tütsüler yayan
Dingin zirvelere
Ezgiler eşliğinde akışan damlacıkları
Usulca evrensel vadiye kanatlanan (daha&helliip;)
Sel gibi aktık ikimizde, dinlemedik bütün engelleri, önümüze çıkan herşeyi ezdik. Deli dolu aktık, yağmurlar besledi büyüttü bizi. Akıp gittik öylece. Ya bir nehirdi sonumuz, ya bir deniz, sel gibi aktık ikimizde. Dönüşü olmayan bir yolda, kimseye aldırış etmeden aktık.
Sel gibi aktık birbirimize
Dinlemedik ne dağı ne taşı
Ezdik herkesi herşeyi
Deli gibiydik, dolu dizgindik
Yağmurlarla beslendik
Akıp gittik ikimizde (daha&helliip;)
Yağmur yağar kan kırmızı, puslu gecelerde gece siyahı. Akacak kan damarda durmaz, damarlar boşalır artık. Yol gibi sana gelir, nehir olur gözyaşlarım.
Kan olup akar yağmur
Puslu gecelerden sana doğru
Damarlarım boşalır
Kan durmaz artık
Yol olur gelir sana doğru
Bitmez tükenmez sanma
Bu kanlı yaşları gözlerimin (daha&helliip;)
Bitti. Her şey bitti artık. Aşk bitti.Sevgi sözcükleri bitti. Artık kalmaya lüzum yok bu şehirde. Sende bittin herşey gibi. Gidiyorum tek tabanca. Yüreğimde bir çocuk, aklımda hayalin. Bir hatıra gibi dolanırarak gidiyorum boş şehirleri. Caddelerde sen, sokaklarda sen. Geceler uykusuz, uykular derin, rüyalar manasız. Bu aşk burada biter ve bana çekip gitmek düşer. Senden öte sensizliğe doğru. (daha&helliip;)