Yavuz Bülent Bakiler Cebeci İstasyonu Ve Sen
Cebeci İstasyonunda bir akşam üstü İncecikten bir yağmur yağıyordu yollara Yeni baştan yaşıyorduk kaderimizi Sıcak bir kara sevda Yüreğimizin başında bağdaş kurup oturmuştu Acımsı, buruk
filozof sanata, sosyolog edebiyata aşıktır...
Cebeci İstasyonunda bir akşam üstü İncecikten bir yağmur yağıyordu yollara Yeni baştan yaşıyorduk kaderimizi Sıcak bir kara sevda Yüreğimizin başında bağdaş kurup oturmuştu Acımsı, buruk
Ey zahit şaraba eyle ihtiram İnsan ol cihanda bu dünya fani Ehline helaldir,na ehle haram Biz içeriz bize yoktur vebali Sevap almak için içeriz şarap İçmesek oluruz düçar-ı azap Senin aklın ermez bu başka hesap
Sus, kimseler duymasın Duymasın, ölürüm ha Aymışam yarı gece Seni bulmuşam sonra Seni, kaburgamın altın parçası Seni, dişlerinde elma kokusu Bir daha hangi ana doğurur bizi Ruhum. Mısra çekiyorum haberin olsun Çarşıların en küçük meyhanesi bu Saçları yüzümde kardeş, çocuksu
Bugün Ahmet benim Ama dünkü Ahmet değil Bugün anka benim Ama yemle beslenen kuşcağız değil Enel hak kadehiyle Bir yudum içen sızdı Tanrılık şarabından Şişelerle, küplerle içtim ben, sızmadım Ben, sultanların aradığı sultan Ben hacetler kıblesiyim