Yusuf Hayaloğlu Neylersin

yusuf hayaloğluBize hep acılar kaldı neylersin, bize hep yağmur kaldı, unutmasan bile artık beni, unutur gibi yapacaksın artık beni, ve buruşturup buruşturup attığım kağıtlarda hep sen varsın, hiç bitiremediğim ve hiç başlamadığım bir şiir olarak kalacaksın sen hep.
 
Bazen acı dinmez, bazen de yağmur
Sevgilim gülümse, her şey unutulur
Suskunuz bu akşam üstü Okumaya devam et

Cemal Safi Ahu Gözlüm

cemal safiDile kolay yedi sene oldu, son diyorsan bana öl de daha iyi, yedi veren gül busene, ne kadar doydum desem yalan olur. Ahu gözlüm senin bu bana yaptığın oyunu, başka bir yerde duydum desem yalan olur, senden başka yare boyun eğdim desem yalan olur ahu gözlüm.
 
Ahu gözlüm böyle oyun
Duydum desem yalan olur
Senden gayri yare boyun
Eğdim desem yalan olur Okumaya devam et

Ömer Hayyam Rubai

Güzele bakmak sevaptır, koklamak ayıp.Güzeli sevmek sevaptır, saçını ellemek haram.Güzele verilen bunca emek boşa değilmidir bakmazsa bir erkek.Ha dolu kadehi tersten tutup dökmemeye çalışmak, ha bir güzeli sevmemeye çalışmak.Tanrım çok zor değil mi bizlere.
 
Tanrım; bu güzel yüze vermişsin emek
O sümbülü koklamak, saçın ellemek
Sonra da ona bakma, dersen, anlamı
Dolu kadehi ters tut, hiç dökme demek
Ömer Hayyam

Ömer Hayyam Rubai

İçkiye bu kadar düşkün birinin gül zamanın geldiğinin farkına varıp tövbe edip Mevlayı bulması ne kadar güzel bir şeydir. Sarhoşluğu bırakıp ayık hale gelmesi ne kadar güzel bir şeydir.Yol yakın iken ömür bitmeden gel sen ey insanoğlu tövbe et.
 
Her gün her gece içmek, bitmeli; tövbe
Dolu kadehi artık itmeli; tövbe
Tam şimdi gül zamanı, her yer gül olmuş
Tanrım; artık tövbeye etmeli, tövbe
 
Ömer Hayyam

Ömer Hayyam Rubai

Ey insan ne kazandın şu fani dünyadan, hiç ölmeyecek gibi sarıldın bu yaşama, şimdi bak ne kaldı elinde koskocaman bir hiç, soru sorup üzme beni bak ne kaldı elimde hiç.
 
Ne kazandım dünyadan? Sorulunca: Hiç.
Şu kısacık yaşama sarılınca? Hiç.
Yanan neşe mumuyum, üzme boşuna;
Cem elinde kadehim, kırılınca: Hiç.
 
Ömer Hayyam

Ali Özdemir Şarap ve Kadın

vavBir şişe şarabın içinde kaybolmuşum ve meçhule gidiyorum. Ne zaman dudakların kadehime değse eriyorum ellerinde yudum yudum. Bu nasıl bir tiryakilik sensiz sarhoş olamıyorum.
 
Bir şişe Şarabın içindeki buz benliğim
Eriyorum dudakların kadehe değerken
Seni tiryaki gibi bir Aşkla seviyorum
Son damlayı kadehten sen yudumlarken
Bu sarhoş alemin içinde ben bir zerreyim
Hayat kadehlerimize dolup boşalırken
Bir beladan diğerine savur Sevgilim
Çıldırıp son şişeyi duvara atarken
 
Ali Özdemir
Çile-i Aşk

Mevlana Bugün Ahmet Benim

Ben hacetler kıblesiyim ey sevgili, ben gönlün kıblesiyim, ey Tebriz’li Allah dostu Şems, yüzünü neden göstermezsin sen bize, yoksul oldum, çaresiz kaldım ben kulun, ne gönlüm olurdu, ne dinim seni görmeseydim.
 
Bugün Ahmet benim
Ama dünkü Ahmet değil
Bugün anka benim
Ama yemle beslenen kuşcağız değil
Enel hak kadehiyle
Bir yudum içen sızdı
Tanrılık şarabından
Şişelerle, küplerle içtim ben, sızmadım Okumaya devam et