Birhan Keskin Eziyet İsimli Şiiri

Ağaç duruyor.
Yol da, ot da.
Duran bir şey var bende,
ağaç gibi.
Onu ayaklandırıp, oradan oraya
gitmem zor.
Bende bir ağaç duruyor, bir ot
Eserse arada rüzgâr
Ağacın saçlarını o tarıyor.
Aşk ayaklandırmıştı bir kere
hatırlıyorum, ama…
Şimdi rüzgâr şimdi güz
Ağacın dallarını zorluyor.

Birhan Keskin

Şura Suresinden Danışmak Hakkında Ayet

kuranı kerimBismillahirrahmanirrahim
 
37. Onlar, büyük günahlardan ve hayasızlıktan kaçınırlar; kızdıkları zaman da kusurları bağışlarlar.
 
38. Yine onlar, Rablerinin davetine icabet ederler ve namazı kılarlar. Onların işleri, araların da danışma iledir. Kendilerine verdiğimiz rızıktan da harcarlar.  
 
39. Bir haksızlığa uğradıkları zaman, yardımlaşırlar.
 
40. Bir kötülüğün cezası, ona denk bir kötülüktür. Kim bağışlar ve barışı sağlarsa, onun mükafatı Allah’a aittir. Doğrusu O, zalimleri sevmez.
 
41. Kim zulme uğradıktan sonra hakkını alırsa, artık onlara yapılacak bir şey yoktur.
 
42. Ancak insanlara zulmedenlere ve yeryüzünde haksız yere taşkınlık edenlere ceza vardır. İşte acıklı azap bunlaradır.
 
43. Kim sabreder ve affederse şüphesiz bu hareketi, yapılmaya değer işlerdendir.
 
Şura Suresi

Zülfü Livaneli Ağaç Ve Kültür Hakkında Söz

kültürelDüşünce, kültürden türer. Kültürün beslediği düşünce ise üretime dönüşür. Gelişmiş ülkelerin sadece tüketimini, teknolojik seviyesini ve refahını görmek, meyvelere gözünü dikerek ağacı görmemek demektir. Ağaç, kültürdür.
Zülfü Livaneli

Karacaoğlan Ağacın Eyisi Özünden Olur

Ağacın eyisi özünden olur
Yiğidin eyisi sözünden olur
İl için ağlayan gözünden olur
Ağlama hey gözü yaşın sevdiğim
Yavrı keklik gibi kaynar eğlenir
Mis kokulu yağlar ile yağlanır
Sabah akşam türlü yazma bağlanır
Eğip geçer yeşil başın sevdiğim
Karacaoğlan der ki hoşça salınsın
Dursun yol üstünde bacı alınsın
Çözüver düğmeni göğsün görünsün
Nokta nokta benli döşün sevdiğim.
Karacaoğlan

Yunus Emre Ağaç İsimli Şiiri

Yunus EmreGiderim ben yol sıra yavlak uzanmış bir ağaç
Böyle latif böyle şirin gönlüm aydur birkaç sıraç
Böyle uzamak ne manadır çünkü bu dünya fanidir
Bu fuzullük nişanıdır gel beri miskinliğe geç
Böyle latif beziniben böyle şirin düzünüben
Gönül Hakk’a uzanuban dilek nedir neye muhtaç
Ağaç karır devran döner kuş budağa birken konar
Dahi sana kuş konmamış ne güvercin ne hod turaç
Bir gün sana zeval ere yüce kaddin ine yere
Budakların oda gire kaynaya kazan kıza saç
Er sırrıdır sırrın senin er yeridir yerin senin
Ne yerdedir yerin senin sana sorarım ey ağaç
Yunus Emre sen bir nice eksikliğin yüz bin onca
Kur’ağaca yol sorunca teferrüclen yoluna geç.
Yunus Emre