Kuranı Kerim Türkçe Meali

kuranı kerimŞura suresi, Mekke’de nazil olmuştur ve 53 ayettir. Yalnız 23-26. ayetleri Medine’de inmiştir. Adını 38. ayette geçen ve müslümanların, işlerini aralarında danışma ile yapmalarının gereğini bildiren Şura kelimesinden almıştır. Şura arapça bir kelime olup, bir alanla ilgili olarak oluşturulan danışma kurulu manasına gelir. Aşağıda yer alan ayetlerde ise müslümanların büyük günahlardan ve hayasızlıklardan kaçması gerektiği, kızdıkları zaman kusurları bağışlamaları gerektiği, ezan sesi ile namaza gitmeleri, önemli bir iş yaptıkları zamanda birbirlerine danışmaları gerektiği, kendilerine verilen rızıktan paylaşmaları gerektiği, bir haksızlığı uğradıkları zaman yardımlaşmaları gerektiği, bir kötülüğün cezasının ona denk bir kötülük olduğundan, bağışlamanın ve barışı sağlamanın mükafaının Allah’ a ait olduğu ve Allah’ın zalimleri sevmediği, zulme uğrayanların hakkını aldıktan sonra onlar için yapılacak bir şeyin olmadığı, zalimlerin azap çekeceğinden, sabredenlerin ve affedenlerin güzel amel işlediklerinden bahseder. Okumaya devam et

Zülfü Livaneli Sözleri

kültürelBir toplumun kültürü ne ise düşünce de o kültürden türer. Toplumun kültürü ile beslenen düşünce üretim halini alır. Gelişmiş ülkeler teknolojik olarak, refah seviyesi olarak ve tüketim kültürü olarak ileri seviyelerde olabilirler ama toplumun sadece bu özelliklerine bakılmaz, meyve önemlidir belki asıl önemli şey ise ağaçtır. Kültür ise ağacın ta kendisidir. 
 
Düşünce, kültürden türer. Kültürün beslediği düşünce ise üretime dönüşür. Gelişmiş ülkelerin sadece tüketimini, teknolojik seviyesini ve refahını görmek, meyvelere gözünü dikerek ağacı görmemek demektir. Ağaç, kültürdür.
Zülfü Livaneli

Bedri Rahmi Eyüboğlu Karadut

Ne söylesem anlatmaya az gelir güzelliğini. Karadutum, çatalkaram, çingenem, nar tanem, nur tanem, bir tanem. Ben sensiz ne işe yararı. Ağaç olsam meyvemsin. Dal olsam yaprağımsın. Kaş olsam gözümsün, göz olsam yaşımsın, baharımsın kışımsın. Biricik sevgilimsin. Kadınım.
 
Karadutum, çatal karam, çingenem
Nar tanem, nur tanem, bir tanem
Ağaç isem dalımsın salkım saçak Okumaya devam et

Bülent Ecevit Yarın

Hergün yeni bir koşuşturmaca.Bir hayat kavgasıdır sürüp giden.İnsanlar, hayvanlar ve bitkiler bir telaşdır akıp giden.Yarına hazırlanan doğadır dünden farklı olmayan bugünden farklı.Birşeyler olacak yarın dünden farklı olmayan bugünden farklı.Ne getireceğini bilmesekde yarınların, ne götüreceği bellidir şimdiden.Hayat tekerrür eden bir sinema filmi gibi akmaya devam ediyor.

 

birşeyler olacak yarın
duruşundan belli
kırdaki atların Okumaya devam et

Victor Hugo Fransa

Ey rüzgar! Bir gün yolun benim yurduma düşerse eğer bu kitabıda yanında götür, ağaçlar köksüz kaldı, yurdumun heryeri ölü yapraklar ile doldu.
 
Bu kitabı yurduma
Taşı rüzgar, ne olur
Ölü yaprak açıyor
Ağaç, köksüz olunca
 
Victor Hugo 

Karacaoğlan Ağacın Eyisi Özünden Olur

Ağacın iyisi kendi özünden belli olur, yiğidin iyisi ise kendi sözünden belli olur. Yiğit insan doğru konuşur, dürüst konuşur ve insanlık için konuşur. 
 
Ağacın eyisi özünden olur
Yiğidin eyisi sözünden olur
İl için ağlayan gözünden olur
Ağlama hey gözü yaşın sevdiğim
Yavrı keklik gibi kaynar eğlenir
Mis kokulu yağlar ile yağlanır
Sabah akşam türlü yazma bağlanır
Eğip geçer yeşil başın sevdiğim
Karacaoğlan der ki hoşça salınsın Okumaya devam et

Yunus Emre Ağaç

Yunus EmreYol boyu giderim sana doğru ne güzel bir ağaç gördüm. O kadar şirin ve o kadar yalnızdı ki bu ağaca vuruldum. Ne güzel süzülmüş uzamış boylu boyunca var mı bir manası acaba.
 
Giderim ben yol sıra yavlak uzanmış bir ağaç
Böyle latif böyle şirin gönlüm aydur birkaç sıraç
Böyle uzamak ne manadır çünkü bu dünya fanidir
Bu fuzullük nişanıdır gel beri miskinliğe geç
Böyle latif beziniben böyle şirin düzünüben
Gönül Hakk’a uzanuban dilek nedir neye muhtaç
Ağaç karır devran döner kuş budağa birken konar Okumaya devam et