Devran Yılmaz Ölmeme Gününde Doğan Melek

ayırt edilmez sevgilerin tutsaklığında
balıklar yüzüyor akvaryumda
dünde yüzüyorlardı
ben bir göz yaşı gibi kayarken yeryüzünden
kelimelerim çoktan unutulmuş olacak
Bir görüntünün yansıması da
okuduğum doğaçlama şiirler kalacak
balıklar yüzüyor akvaryumda
dünde yüzüyorlardı
ben zamanı durdururken kendi soluğumda
balıklar yüzmeye devam edecek
tutsak olduklarını anlamadan
oysa ki yağmaya hazır bekleyenbulut kümeleriydim ben
bir umut çevirirdim yüzümü
ilk sevmelerin kıvrımında yaşamaya
taş olsa ufalanırdı ellerim de
demir olsa erirdi
efece konuşmalarımla
ve kahkahalarımla
doldurmaktaydım kaldırımları
yüreğim sevdadan
ve dilim mısralardan
bir o kadar uzaktı
yaşamaktaydım
bir kar tanesi gibi
yaşamak denilirse eğer buna
…balıklar yüzüyor akvaryumda
dünde yüzüyorlardı
kalplerden boşalan kahkahalarınla
sen süzüldün hayatıma
ansızın aşkın ağına takılırdı gözlerim
tanrısal bir iradenin etkisiyle bağlandı dilim
limanlardan süzülen bir kayık gibi
gülüşlerin arasında kayboldu benliğim
kafese konulan yabani bir keklik misali
kaçıp kurtulmak isterken
kendi yüreğimin duvarlarına
çarptım da duruldum
cılız ve güçsüz kaldı
gülüşlerin karşısında yüreğim
ama inan bana korkmadım seni sevmekten
dudakların kıyısında gezinen gözlerime
ve kıvırcık saclarında dolaşan ellerime
haksızlık olurdu
şüphesiz dünyaya uymak gibi
bir şey olurdu bu
inan bana
biran da olsa
vazgeçmedim senden
dudakların kıyısında yüzmekten
bundan olsa gerek
kilim dokur gibi
sevgi dokudum
gün doğmadan
…buharlaşan aşkının gölgesinde
göğe yükselmek isterken seninle
aşkın kanatların da acıya gömüldüm
Olsun
…balıklar yüzüyor akvaryumda
dünde yüzüyorlardı
zamanın değişken siluetine aldırmadan
gidişin canlandı benliğim de
bir görüntünün yansımasın da
milyonlarca kez dolaştım
ve milyonlarca kez öldüm ben
her seferin de adınla, adınla doğruldum yaşama
bir bilge gibi ruhumu aradım
üst üste yığılmış kitapların arasında
her seferinde, sana benzeyen kadınlarla
seviştim kitapların dünyasında
hiçbiri sana benzemiyordu
hiç biri sen değildin oysa
her seferinde
eylülde süzülen yapraklar gibi
uçurumun kıyısın da buldum kendimi
sınırsız bir acının kıvrımın da
kulaç arttığımı bilmeden
yıllarca bir milim ilerlemeden
kulaç attım durdum ben
bir görüntünün yansımasında
insan her seferinde
nasıl bir kez daha ölür
öğrendim ben
ama vazgeçmedim senden
vazgeçmedim hayattan
bitmez ve tükenmez bir umutla
yönümü her seferin de sana çevirdim
üst üste yakılan sigaraların
ve mastürbasyon kokan otel odalarında
aşkından mayalanan dizeler döktürdüm
şairler görse, boynu bükük kalır efkardan
aşka inananlar görse ceketlerini iliklerler karşısında
gözlerin üzerinde gezinmedikten sonra
dilinde dolaşmadıkça mısralarım
hepsi birer çöp yığınıdır yalnızca
sen baktıkça güzelleşir
sen dokundukça anlam kazanır
gökyüzünde uçan kuşlar
o vakit bir başka kanat çırpar
yoksa neye yarar
sırf soyunu devam ettirmek için
güzel kokan çiçeklerden bahsetmek
…balıklar yüzüyor akvaryumda
dünde yüzüyorlardı
kaç bahardır
bahara uzaktan bakarken artık bahar kimin umurundadır
çiçekler ve yan yana dizilmiş kelimeler
tek başına ne işe yarar
yalnızca sen varken güzeldir
artık bahar yalnızca senin adındır
sen geliyorsun ansızın aklıma
bahar açıyor yüreğime
ruhumun derinliklerine dalıyorum
mutluluk diyorum o kısa zaman dilimine
sen gidiyorsun, ansızın kış geliyor
burada, mevsimler yalnızca sana bağlıdır
sen gidiyorsun
kış geliyor ve kar yağıyor romantik olmayan cinsinden
yollar kapanıyor
bu yüzden insanlar ölüyor yalnızlık ağırlaşıyor
kendi yalnızlığında çoğalarak
dostlarım kovuyor eşiklerinden
bulaşıcı bir hastalık gibi yayılıyor yalnızlık
gelmiyor artık yüreğimden
çiçek toplar gibi umut toplamak
kelimeleri yontarak şiirler yaratmak
ve yönümü yaşama çevirmek
sen gidiyorsun
ansızın pul pul dökülüyor güzellikler
aşağılık bir dünya kuruluyor
çocuklar dileniyor sokaklarda
benim yaşamım da
çok farklı sayılmaz onlardan
sevgi dileniyorum ve tutunmak isterken gözlerine
her seferin de
kirpiklerinden düşüyorum
kelimelerin kılıçtan keskin anlamlarıyla
ruhumu sah damarından kesiyorum
göğe yükselmek isterken seninle
kelimelerin soyut yalnızlığına gömülüyorum
…balıklar yüzüyor akvaryumda
dünde yüzüyorlardı
ben bir göz yaşı gibi kayarken yeryüzünden
gözlerin geliyor aklıma
kalem tutan ellerimde
son mısralar dökülüyor kendiliğinden.. Son kez ölüyorum ben
ölmek ne demek
bilmiyorum ama görüyorum,
görüyor bu gözler
ölümün çaresizliğini
ve acının şekil değiştirmiş halini
acının nasıl azraile dönüştüğünü
görüyor bu gözler
ölümden sonrasını da
göremezsiniz artık beni
ruhumun şah damarını kesiyorum
su kadar berrak
tanrı kadar görünmezim artık ben

Devran Yılmaz

Devran Yılmaz Ölmeme Gününde Doğan Melek” hakkında bir yorum

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir