Mehmet Aluç (Kul Mehmet) Ezgi Dolu Bakışınla‏

Beni sana sürükleyen ruhumu okşayan rüzgar mıydı
Yoksa benim gönlümün güzelliği miydi bilinmez
Buzdan kafesimde ömrümü tamamlar iken çıktın karşıma
Ufukta kuşların kanadını okşarken sen yüreğimi ısıttın
Aramızda oturan beni esir eden buzdan kafesimin kilitlerini açan
Buz tutmuş ejderha gözü ile bana bakan yarınıma ışık olan sen ne güzel geldin
Beklentilerim
Zaman yerine geçen asırlar
Hamile ve doğuran bir kadın feryadı düşlerim
Karamsarlığımın imgesi
Bezgin olmayan adımlarım
Ürkütücülüğümün anlamsızlığı
Bir anda gelişinle yok oldu
Kuşkum ile yanına sokuldum
Tutkum akrep gibi sokar iken bedenimi
Tümülüs gibi yüksek Toroslar gibi gönlüme girdinAnadolu oldum Trakya orta Asya oldum gönlünde
Tek düze doğal yapısının güzelliği ile süsleyen,
Anadolu gibi ömrümü süsledin bakışınla
Kendimi bir anda holde gözlerine bakarak buldum
Arsız şehirlerim sokaklarım yok oldu
Lirik kaderimin kalem seslerini duydum o anda
Saçlarının Lüle’sinden tutundum
Dağlar sisli ovalar bahar çiçekleri ile açtı
Sevgi kırlangıçları başımızda uçarken
Öptüm dudaklarında asırlık bir öpüşle
Meteor hissizliğimi gökyüzüne fırlattım
Bir seyyah gibi damarlarında dolaştım
Sende bir Leyla misali damarlarımda coştun
Aştık tüm sarp yokuşları bir solukta
Sıcak iklimlerin sıcaklığı ile tenimiz sevgiye doyunca
Kelebek kanatlarımızla usulca yeryüzüne indik
Ezgi dolu bakışınla el ele yeni dünyamıza doğru yürüdük

Mehmet Aluç (Kul Mehmet)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir